Annem geçen sene ben Amerika'ya gelince benim eski çelik kasa toşiba'yı yüklenip her gün bilgisayar kursuna gitti. Amaç benle çet yapabilmesine yetecek bilgisayar okur yazarlığı edinmek. Herhalde birçok kişinin annesinin full kursa ihtiyacı yoktur ama benimki mouse bile tutamıyordu önceden, o derece. Kurs da böyle bildiğin Powerpoint'ten Access'e kadar her türlü Office programını öğreten bi kurs. Be kadın, gitmesene o derslere! Geçen sene ben gecenin körlerine kadar ödev yaparım, o da yok Accessten menü hazırlar, yok Excelden bütçe çıkarır; her pazar biz bilgisayar karşısında kör oluruz. İşin kötüsü msn öğrenmeye vakti kalmadığından biz yine adam gibi konuşamayız. Neyse kurs bitti, sınava girecekler. Annem harıl harıl çalışıyo, habire bana hiç bi fikrimin olmadığı sorular soruyo, Excel'de bilmemnenin yüzdesi nasıl alınıyodu gibi. Ben hayatımda Excel açtım mı, onu bi sor sen önce bana! Anne niye kasıyosun, sertifika için giriyolar o sınava diyorum; yok, öğretmenimi mahçup mu edeyim diyor. Kendi öğretmen ya. Bi de heralde hırs yaptı, 55 yaşımdan sonra kafa hala işliyo diye göstermek için. Sen git sınavda birinci ol! Koca bilgisayar kursunu benim cep telefonu mesajı çekmekten -hala- aciz anne bitirdi birincilikle! Öte yandan hala mikrofonu takmayı beceremiyo bilgisayara, hala kamerayı masada sabitleyemiyo, ve de hala resim yolladığımda ne yapıyoduk şimdi, üstüne mi basıyoduk diye şahane basın açıklamaları verebiliyo. Hele mouse'u tutuşuna kurban! Sanırsın gerçekten fare. Ayrıca hala iki kişiyle aynı anda çet yapamıyo çünkü pencereden pencereye geçmeyi öğrenemiyo kadın, excelde bütçe hazırlamayı öğrenebilmesine rağmen.
Neyse, bunu yazmamın nedeni, ödevimde kullanırım diye bi yerlere kaydettiğim bir iki alıntıyı ararken annemin ödev olarak yaptığı yemek menüsünden bir sayfaya denk gelmem. Yemek kuzu haşlama. Ki ömrümce evimizde öyle yemekler yapılmadı, biz zeytinyağlıcı sebzeci aileyiz, annemle ben et bile yemeyiz. Hele kemikli kuzu eti, aman allaaam. Ayrıca "margarin yağı" diye tabir ettiği şeyi de anca poğaça börekte kullanır. Anlamdım artık, içine emine beder mi girmiş, tombik usta mı girmiş.
Ama son cümleden anlıyoruz ki şair bu dizeleri yazarken aklında bambaşka ulvi bi amaç varmış!!!! (Anca bu kadar geldi elimden, wordden kesip print'e yapıştırmayı başardığıma bile şaşıyorum. Annemin aksine ben anca çet yapmayı, internet gezmeyi ve word'ü biliyorum! Bi de accuk oynayıp yüzüme yazı getirdim ki "gerçek hayat" dediğimiz şeyden bi tanıdığa rast gelirsek ortaya çıkan alias ve saçmalama kapasitesi yüzünden dev sıçmayalım!)
Bi de sınıfta sunmuş bunu, söylemiş herkese, herkes hüzünlenmiş..
8 comment allez-vous?:
Benim annem de,hani şu en tepedeki "Düzen" sekmesine tıklayabilmek için mausu monitörün üst kenar hizzasına kadar havaya kaldırmıştı mesela. Anneler böyledir.
hahaha! benimki daha iyiymiş desene, sadece cursor'ı görmediğinden habire bütün masada gezdiriyo aleti:)
"benim kuzum" demiş yaa, yerim. :)
infanticide-cannibal anne ya direkt. kuzu haslama tarif aha bu da benim kuzu sag iken! ben ole anladim.
ama "kuzu haşlama" vs. "kuzum," litfen!
imam bayıldı tarifi verecek olsan "patlıcanları soyuyoruz, evet" mi dicen, "patlıcanımı soyuyorum" mu?
anca muhalefet!
yukarda imam bayildi deyip, arkafona resim koyup, alta da "aha bu da benim patlican" demiiceim kesin de...=)
ivet mösyö ama benim annem beni bacak kadarlığımdan eşek kadarlığıma kadar hep kuzum diye sevdi, o yüzden senden beklenmese de ondan beklenir. ve patlıcan örneği kötü olmuş be!
turkcenin oynaklii burayi pg-13 yapar, onun icin susuyorum. hem ocakta paperim var.
Post a Comment