2009/12/18

her canlı bir gün bereyi tadacak!



Feels like -13 diyo! bi kere bence -5ten sonra rakam vermeye gerek yok. metaforlar ve benzetmelerle çalışmalı weather.com. Mesela az önce -13ten içeri +13e girmiş bi insan olarak diyebilirim ki hava şuanda buzlu bi nehrin üstünde neşeyle gezip sıcacık kestane yerken buzun kırılmasıyla suya gömüldüğün o anın hemen sonrası, yani suyun azıcık kararsız kaldıktan sonra kalın giysilerden içeri süzülüp ağzına sıçtığı o an gibi hissediliyo.

İşin kötüsü, anladım ki son zamanlarda yatıya gelen babanne edasıyla tepeme çöken bu baş ağrısının nedeni bere takmayıp kafayı üşütmem (fiziksel olarak kafayı üşütmek. ama öte yandan bu soğukta bere takmamak için de zihinsel yönden kafayı üşütmüş olmak lazım). Çok nefret ediyorum bere takmaktan. Hem kafamda bişi olmasından çok rahatsız oluyorum, ondan. Bi de, bi insana bere bu kadar yakışmaz! Ay nası çirkin nası çirkin oluyorum belli değil. Seneye cadılar bayramını tek bir bereyle kutlasam olacak. Yani güzel görünmeye falan çok önem veren bi insan değilim, yeri geldiğinde gayet bok gibi de çıkarım evden, hiç acımam. Ama bereyle öyle böyle değil!

Bugün kendimce bi orta yol bulup alınlık taktım. İstanbul'da çibo'dan aldıydım, tabi ki de hiç kullanmadıydım. Zira o da yakışmıyo bilader! Ama artık hadi ölümüm sinüzitten olmasın, kafamın içi sümük dolmasın diyerekten taktım. Sırf 10 dakka saçları içinde mi bıraksam dışına mı çıkarsam diye düşündükten sonra dışında karar kıldım. Peruk gibi oldu ama saçlar. Hadi akşam akşam çıktım böyle. Ama gündüz vakti hayatta çıkmam. Allaaam baş ağrısı kaderim olmamalı! Hayır geçen sene de sadece bi gün taktım ben bere, o zaman niye ağrımadı kafalaaaam? Sanırım böyle içinde full kaybolacağım bi bere alıp kendimi tamamen görünmezliğe bırakmalıyım. Hatta evet öyle yapıcam. Zaten öyle dikkat çeken bi kız değilim, iyice yok olayım, silineyim böylece! püfffffff!

Eve gelmeden önce kütüphanede Marco Paul's Adventures in Pursuit of Knowledge: City of Boston diye bi kitap buldum. Sene 1843. Şimdi incelemeye korkuyorum başlar ve bırakmam diye ama çok heyecanlıyım. Bi kere Marco Paul! Yani ben senin Marco Polo parodisi çıkma ihtimalini sevdim! Sonracığıma gezi edebiyatı. Master tez konum. Ayrıca büyüyünce gezi edebiyatçısı olcam, amin. Son olarak da Boston! Belki misafirlerimi götürücek yeni yerler keşfederim Marco'dan. Hep aynı yerlere götürüp duruyorum herkesi. Her misafirle aynı noktada farklı resimlerim var kıhkıh. Gerçi 1843'ten beri çok şey değişmiştir di mi? Ama belki böyle kimsenin bilmediği doğa şaheserleri falan bulurum?

anaaaaam, şimdi aldığımız bir haberle feel like olayına yeni boyut geldi! Kar fırtınası geliyomuş masaçuset eyaletine. (kar ben var çok sevmek ama fırtınası kısmı fena çok fena çok çok fena!) Ah ulan! Floridadan kabulum vardı. Parti üniversitesi orası, ne işin var, git güzel güzel Tufts'a, edebinle oku dediler. Ah ulan ah! Şimdi şort tişört terlik plajda akşam yürüyüşü yapıyo olcaktım oraya gitseydim!

Haberde şööle bi cümle geçiyo: The governor placed the National Guard on stand-by, warning that snow and high winds could cause power outages and other serious problems.

Neyşınıl gard diyor adam! Adır siğriyıs pırablımz diyor!

Bari evde yalnızken kesilmese elektrikler:(


0 comment allez-vous?:

 
Blogger design by suckmylolly.com