2009/12/17

decolonizing the seksapel, reclaiming the sıcacıklık: the figure of tozluk in gü's stupid blogs



Benim abla, sizden iyi olmasın, ömrünün ilk 30 senesini bomboş geçirdi. İki üniversite falan bitirdi ama bu bomboşluğunu pek değiştirmiyo. İlk üniversitesi bitince babam TRT emeklisi CVsini araya sokarak bizimkine var olan tüm medya kuruluşlarında iş buldu, ablam en uzun 3 gün çalıştı bu kuruluşlarda. Onu yerinde taksimde eşin dostun kafelerinde garsonluk, barlarında barmaidlik yaptı mutlu mesut. Tabi annem babam pek memnun kalmadı bu işten. O da bıraktı çalışmayı, kendini ana baba ve de kardeşten para tırtıklayarak yaşamaya adadı. Neyse, sonra bi anda ben hayalimi yapıcam dedi, yarı zamanlı konservatuara gitti, operacı oldu. Ama diplomayaı aldıktan sonra yine hiç bişi yapmamaya devam etti. günlerine öğlen 1 gibi başlar, kahvaltısı 3te biter, öğle yemeği 5te biter, annemden yalvar yakar para tokatlar ve taksime gider. hayatı buydu hatunun. Hep kıskandım. Ben de üniversite biter bitmez asistanlık diye tutturup çalışmaya başlamak zorunda kaldım zira. Bazen iş güç yarım gün olduğunda ve eve geldiğimde ablam hala uyuyo olurdu, kudururdum valla.

Şimdi telefonla konuştum, bana yoğunluktan geçen gün sürmelaj olduğunu anlattı. Zaten ses tonu falan da bi terelelliydi. Zavallım, hayatının ilk 30 yılının tüm boşa geçen zamanları tepe taklak olup iş olarak döndü kızcağıza hayatının ikinci yarısında. Övünmek gibi olmasın, şeher tiyatrolarında müzikallerde oynuyo. Günde 10 saate yakın prova varmış yeni bi oyun için, akşamları da temsil (kabare ve yaşar ne yaşar ne yaşamaz--yaşar pek güzel, öneririm. kabareye gidemedim malesef, ben türkiyedeyken temsil olmadı). Üzüldüm haline. Öte yandan kainat böyle adalet dağıtıcı bi kurumsa, çok çalıştığım-çalışacağım bu 5 senenin bi kıyağını görürüm heralde diye de umutlandım. Umut fakirin ekmeği. Napem..

ya işte, siz de iyi çocuklar olursanız bir gün şirinleri görebilirsiniz. neden olmasın?

Bu da böyle bomboş bi post oldu..

Hemen hanımkızlarımıza faideli bi öneri ekleyelim, boşlukları dolduralım. Siz de eğer benim gibi havanın eksi 8 derece olduğu bi günde inat edip kısa şort-dantel çorapla dışarı çıkıcam, 10 dakka yürücem ki bölüm partisine ulaşayım diyosanız, hemen şortunuzla aynı renk tozluklar edinin, evden çıkarkene o tozlukları şortun bi karış aşağısına kadar çekin. Gideceğiniz yere varınca tepiştiriverin çizmenin içine. Çok süper ısıtıyo, korkusuzca salıcam kendimi sokağa.

8 comment allez-vous?:

gp maksimov said...

biz burda iclik giyioz aga, mis gibi sicacik. herkes giydii icin pantolan cikinca alay malzemesi yapmak gibi cocukca seylere de yer kalmio.

said...

alay malzemesi yapıcak çocukça şeylere yer kalmadan memlekette yaşanmaz bence. alay etmiceksek niye varız bilader?

gp maksimov said...

-20de iclik giyen adamla dalga gecilmez, o kadar da diil! ayiptir, gunahtir.

said...

valla adam Johnny Depp olsa ya da olayın geçtiği yer Alaska olsa bile, kritik bi anda beliriveren içliğe gülerim ben. gülmüşlüğüm de var, gülmenin iyi etkilerini görmüşlüğüm de.

gp maksimov said...

o kritik anda icliin belirmedii yerde, sogugun etkisiyle zaten pek bisey belirmez...size-wise.

said...

buna da cevabım var, buna da:

"önemli olan boyu değil vişneli" kıhkıh.

gp maksimov said...

bunu arakliorum...

said...

karikatür bu zaten.

 
Blogger design by suckmylolly.com