Burda paper cut
Elimdeki kesikler,
Orda kediler
Bloglar boy boy, öpsün seni Oldboy!
2011/12/04
Öğrenci Ödevi Notlama Acısı ve Kedi Özlemi Temalı Çakma Haiku
zırvalayan: gü at 1:07 PM 4 comment allez-vous?
Ihlamur Böceklenmemeli!
"Romeo Ölmeli" diye bir film vardı; o gün bugündür yazdığım şey her ne ise, -meli -malı başlık atma fikri çekici geliyor. Attım rahatladım. Oh!
zırvalayan: gü at 12:40 PM 0 comment allez-vous?
2011/09/19
O kadar da bos isler degil ya, karnimiz doyuyor en azindan!
Bir sene yazmayinca insan lafa nasil girecegini bile bilemiyor ki!
Ben yine buralara donmeye karar verdim sanirim ("karar verdim" ve "sanirim" pespese, dikkat cekerim. o derece emin degilim halimden yani), en azindan kafami toplayip bir seyler ciziktirme aliskanligi kazanmami saglar yeniden de oturup tez onerisi yazmaya basladigimda (mesela yarin?) azicicik daha kolay konsantre olurum.
Boston'a doneli bir bucuk ay oldu, ve ben hala sogan dogramadim. Surekli haslama sebzelerden salata ve yogurtlu mezeler falan yapip gecistiriyorum ogunleri. Aaa, brokoli sararmis, cabuk hasla! Eyvah karnibahar curuyecek, hemen hasla, diyerek geciyor gunlerim.
Bugun de oyle basladi aslinda. Haftada bir tarladan gelen garip ve adini bile bilmedigim sebzelerin dolapta kalanlarinin bana ait oldugunu "e artik bitir sunlari da dolap bosalsin" vurgusuyla soyleyen ev arkadasimdan uyariyi alinca, bi de bugun kesin cok super ders calisicam diye kendime soz vermis oldugum icin girdim mutfaga sebzeleri yok edecek en kolay yolu bulmak icin. Once garip yesillikleri kavurdum, sonra pancarlari hasladim. En sona 3 patates, bir demet kereviz sapi, yarim patlican ve bir havuc kaldi.
Once patlicani kizartayim dedim, ama zeytinyaginin dibinde kalmis. Bi lokma yagla denedim, olmadi tabi. Cope atilmak uzere kenara ayirdim. Sonra kereviz. Kereviz sapi haslanmaz ki! Kereviz sapi kavrulmaz ki! Bari pirasa gibi bir yemek yapayim dedim ufleyip pufleyerek.
Havuclari kerevizleri patatesleri dogradim, kavurdum, suyunu ekledim. Iyy nasi cirkin gorunuyor belli degil! Hadi kimyon, hadi kirmizi biber, hadi kara biber. Yok, rezalet. Bi avuc bulgur atayim dedim ama bulgur taaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa en sonunda benim derin dolabin. Ustunde de borulce kavanozu var ayrica. Bi suru is. Gozume quinoia ilisti, allah dedim. Hem bulgurdan daha da proteinli. Attim bi avuc, biraktim yemegi. 10 dakika sonra bi baktim, hala igrenc. Boyle fokur fokur cadi kazani gibi. Dedim ki, madem igrenc olacak, bari su patlicanlari da ativereyim icine, battiysak tam batalim. Bi avuc daha quinoia, bi avuc da kirmizi mercimek. Bari besleyici olsun di mi? 10 dakika oda, sonrasinda mutfak. Hala rezalet.
Akli basinda her insan o yemegi cope atardi. Ama beni annem yetistirdi, cope yemek atilmayan evinde. Bizim evde eski yemekler once yenir, yeniler sonra. Bu durumda neredeyse her gun eski yemek yenmis oluyor di mi:) Ama hic de cope dokulmemis olur. Bunda babamin ve ablamin yemek secmemesinin ve onlerine konan her seyi silip supurebilmelerinin de etkisi var tabi.
Neyse, ben cope dokmek yerine azicik su ekleyip blenderdan gecirdim. Yemekti corba oldu! Ama nasil guzel oldu! Ay boyle mercimek gibi ama patlican tadi da var, ezogelin gibi ama bulgur degil quinoia var, kerevizin kendi tadi, onun aciligini bastiran havuc falan! Bizim mahallede bi kafe var, "kitchen sink" (mutfak lavabosu) diye bi kekleri var. Her gun ellerinde kalan malzemeyi ekliyolar hamuruna, o oluyor. Iste findik kaldiysa o, cilek kaldiysa o, muz kaldiysa o falan. Benim yemek de oyle oldu iste. Bir daha hayatta yapilamayacak yemeklerden.
Neymis, onemli olan dis degil, ic guzelligiymis hohohoho :P
zırvalayan: gü at 3:14 PM 0 comment allez-vous?